top of page

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BİREYLER ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİSİ

Güncelleme tarihi: 5 Mar




İklim değişikliği her geçen gün büyüyen bir küresel kriz haline gelmektedir. 1970-2020 arasındaki 50 yılda, iklimle ilişkili tehditler katlanarak artmaktadır. Bu süreçte meydana gelen tüm olağan dışı durumların yarısı 2003’ten sonra meydana gelmiş ve yaklaşık 5 milyar insanı etkilemiştir. Bu tehditler; kasırgalar, seller ve orman yangınları gibi akut olaylar ile ekosistem değişiklikleri, gıda ve su güvencesizliği, yer ve kültür kaybı gibi uzun sürede meydana gelen sorunları içermektedir. Bütün bu olayların insanların fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır ve gün geçtikçe bu etkiler daha da artmaktadır.

Temel bir insan hakkı olan ruh sağlığı, nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve hareket ettiğimizi etkiler; karar verme, ilişkiler kurma ve içinde yaşadığımız dünyayı şekillendirme yeteneğimizin temelini oluşturur. Ruh sağlığı, sağlık ve esenliğin ayrılmaz bir parçasıdır ve ruhsal hastalığa sahip olmamaktan daha fazlasıdır. Ruh sağlığı, bir kişinin düşünme, öğrenme ve kendi duyguları ve başkalarının tepkileriyle yaşama yeteneği olarak tanımlanabilir. Böyle bir tanımlama, dinamik bir süreklilik ifadesidir ve ruh sağlığı sorunlarını da bu ruh sağlığı sürekliliğinin bir parçası olarak ele alır.

Bu çerçeveyi akılda tutarak, iklim krizinin yol açtığı akut, subakut ve kronik olayların ruh sağlığına etkilerini doğrudan ve dolaylı etkiler olarak sınıflandırabiliriz. İklim krizinin doğrudan etkileri çoğunlukla akut olaylar diye tabir edilen aşırı hava olayları ve bunlara bağlı oluşan seller, kasırgalar, yangınlardan sonra ortaya çıkar. Literatürde, aşırı hava olaylarının ardından en sık görülen ruh sağlığı sorunları depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu olarak ifade edilmiştir. Kasırga ve sele maruz kalanlarda %20-30 oranında depresyon ve/veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) görüldüğü belirtilmiştir. Yangınlar da TSSB, fizyolojik aşırı uyarılma, depresyon ve odaklanmada azalma ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, sıcak hava dalgalarının sebep olduğu sıcaklık stresi de duygudurum bozuklukları ve kaygı ile ilişkilendirilmiştir.

Subakut veya uzun vadeli iklimle ilgili değişiklikler aylarca veya yıllarca sürer ve kuraklık ile uzun süreli ısı dalgaları gibi olayları içerir. Bu etkiler, iklim krizinin etkilerini hem doğrudan hem de dolaylı olarak yaşayanlarda yoğun bir duygusal tepkiye neden olabilir. Bu anlamda, iklim krizi ile en açık ilişkilendirilen kademeli değişiklik küresel ısınma ve artan ortalama sıcaklıklardır. Sıcak hava dalgalarının ve artan ortalama sıcaklıkların, saldırganlık, fiziksel ve psikolojik yorgunluk ve intihar oranlarında artışla ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Sadece bireyler üzerinde değil, toplum özelinde de olumsuz psikolojik etkiler yaratan küresel iklim değişikliği, toplum yapısını bozmasından dolayı gelecek nesiller için de bir tehdit unsurudur. Bu durumun nedeni, iklim değişikliğinin kesin olarak çözüme ulaşmamış bir konu olmasıdır. Önlemler yetersiz kaldığı takdirde, gelecekteki olumsuz etkileri daha sert olacaktır. Süregelen bir maruziyetin intiharla bile sonuçlandığı çalışmalarla teyit edilmiştir. İklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileri yaygınlaşmadan tedbir alınarak ciddi bir güvenlik sorunu haline gelmesi engellenmelidir.


YAZAR: MERVE NUR HEDEF

 

 
 
 

Comments


bottom of page